Zengezur Satıldı, Turan Yolu Kapatıldı!

Aziz DAĞTEKİN Yazdı


Türk’ün bin yıllık cihan-ı şümul davası, bugün masallara kurban edildi.
Ecdadın kanıyla suladığı topraklar, “kardeşlik” nidalarıyla teslim ediliyor. Düşmanı zaten biliyorduk, ona karşı hazırlıklıydık. Asıl tehlike, dost görünen, bizimle aynı sofraya oturan, aynı dili konuşan, aynı ezanı dinleyenlerin içten vurmasıydı. Ve işte o tehlike, artık kanlı bir gerçek.

Zengezur Koridoru…
Türk dünyasının kalbini birbirine bağlayacak damar, 2125 yılına kadar katil ABD’ye devredildi. Bu nasıl akıldır? Bu nasıl gardaşlıktır?
Aliyev, koltuğunu korumak uğruna, Türklük davasını açık açık masaya koyup pazarlık malzemesi yaptı.
Bunun adı diplomasi değil; bunun adı ihanetin sözlük karşılığıdır.

Hani derlerdi ya, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.” diye!..
Anlaşılan artık o söz çöpe atıldı!
Bugün gördük ki, Türk’ün Türk’ten başka düşmanı kalmamış.
Gardaş dediklerimiz, dost dediklerimiz, en kutsal davalarımızı kişisel çıkarları  uğruna rehin bırakmış.

Örnek mi istiyorsunuz?
Buyurun: Azerbaycan’ın Zengezur ihaneti!
Yetmedi mi?
Beş Türk devleti, gidip Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde temsilcilik açtı!
Bu ne demek biliyor musunuz? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni hiçe saymak, Rum’un safına geçmek demek!

Madem Türk’sünüz, madem “biz bir milletiz” diyorsunuz…
O zaman bugüne kadar niye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımadınız?
Hangi yüzle Türklük davasından bahsediyorsunuz?
Hangi yüzle “Turan” diyorsunuz?

Azerbaycan’ın İsrail ile olan dostluğunu biliyoruz. Kimin sofrasında oturduğunuzu, kimin borazanlığını yaptığınızı da biliyoruz.
Ey Aliyev!
Türkiye olmasaydı, sen 40 yıldır Ermeni işgalindeki Karabağ’a girebilir miydin?
O topraklara şehit kanıyla girildi, Mehmetçik’in desteğiyle girildi.
Bu mu senin gardaşlık anlayışın?
Toprağını kurtaran ülkeye ihanet etmek mi sana “devlet adamlığı” görünüyor?

Ve ey sözde İslam ülkeleri!
Hepiniz “ümmet” diyorsunuz, ama söz konusu Türk olunca birleşip karşımıza dikiliyorsunuz.
Türk düşmanlığınız damarlarınıza işlemiş.
Filistin için gözyaşı döküp, Türk’ün davasına gelince susuyorsunuz.
Ne Filistin’e, ne Gazze’ye, ne de Suriye davasına gerçekten sahip çıktınız.
Hepsinde İsrail’in ve onun suç ortağı ABD’nin arkasında saf tuttunuz.
Ümmet edebiyatı yaptınız, mazlum edebiyatı yaptınız, ama söz konusu Türk’ün hakkı, Türk’ün toprağı, Türk’ün birliği olunca, kuyruk acısı yaşamış gibi yüzünüzü ekşitip sırtınızı döndünüz.
Düşmana karşı tek yumruk olmak yerine, Türk’e karşı saf tutmayı marifet bildiniz.
Hepiniz ABD’nin kucağında, onun emir eri olmuşsunuz.
ABD bir düdük çalıyor, siz de kuyruğunuzu sıkıştırıp koşuyorsunuz.
Müslüman kisvesi altında, ABD’nin köpekliğini yapıyorsunuz.

Düşmanı biliyoruz, ona hazırlıklıyız.
Onun oyunlarını, tuzaklarını, niyetini ezbere biliyoruz.
Ama asıl bela, işte bu dost maskeli hainlerdir.
Ekmek yediğin sofraya ihanet eden, seninle aynı dili konuşup başka dilden emir alanlardır.
Tarihte Türk’e en büyük darbeyi, hep içeriden yiyen Türk vurdu!
Malazgirt’te kapı açtığımız coğrafyayı Moğol’a teslim edenler de, İstanbul’u Haçlı’ya gösteren Bizans’ın içindeki dönmeler de, Çanakkale’de İngiliz gemilerini bekleyen mütareke hükümetleri de aynı zihniyetin mirasçılarıdır.
Bugün Zengezur’u ABD’ye teslim eden de, Güney Kıbrıs’ta Rum’un kapısını çalan da, aynı ihanet zincirinin bugünkü halkasıdır.

Dış düşman kılıcını çekmeden önce, içimizdeki hain kapıyı açar; tarih bunun en kanlı şahididir.
Ve bugün o kapılar, kendi ellerimizle ardına kadar açılmış durumda.

ABD artık her yerde!
Güneyimizde zaten kuşatma vardı; şimdi kuzeyimiz de teslim alındı.
Kafkaslar, İran’ın ve Rusya’nın istemediği o zehirli yılanı artık koynunda taşıyor.
Turan yolunun kilidi, ABD’nin eline geçti.
Ve siz hâlâ alkış tutuyorsunuz, hâlâ “dostluk” nutukları atıyorsunuz!

Bilsin herkes!
Bu dava ne Aliyev’in koltuğu, ne Erdoğan’ın iktidarı, ne de sahte “Türk Konseyi” toplantılarının süslü fotoğrafları içindir.
Bu dava; kanla, bedelle, şehadetle yürür.
Ve kim bu davayı satarsa, ister kardeş görünsün, ister dost… O, en büyük düşmandır!

Bugün birleşmezsek, yarın topraklarımızda bize yer kalmayacak.
Türk milliyetçisiyim diyen, ulusalcıyım diyen, hangi partiden olursa olsun, şimdi tek yumruk olmanın zamanıdır!
Başka çıkış yok! Başka kurtuluş yok!

Unutmayın!
Bizi asıl yıkan, dışarıdaki düşman değil; içimizdeki hainin ihaneti oldu.
Zengezur bunun en acı, en utanç verici kanıtıdır.
Ve tarih, bu ihaneti asla affetmeyecek!

YÖNETİCİ Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

Erdoğan’dan Tüm Kurumlarımız Harekete Geçti

Balıkesir’deki depreme ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenenlere geçmiş olsun dileklerini iletti. …

Bir yanıt yazın