Aybüke Türk Haber "Habere Bozkutça Bakış"
ABD Başkanı Donald Trump, Los Angeles’taki Ulusal Muhafızların tehlike geçene kadar kentte görev yapmaya devam edeceklerini söyledi.
Los Angeles kentinde Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) tarafından gözaltına alınan düzensiz göçmenlere destek amacıyla başlayan protestolar 4. gününde de tüm şiddetiyle sürüyor..
Maskeli protestocular, şehir merkezindeki bazı sokak ve caddelerde çöp konteynerlerini, araçları, polis araçlarını ateşe verdi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla Los Angeles’a 2 bin ek Ulusal Muhafız birliği gönderildi..
ABD Başkanı Trump, İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem’in de katıldığı Oval Ofis’teki bir etkinlikte Los Angeles’ta halen devam eden olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kendilerinin yönetim olarak olaylara müdahale edene kadar kent ve eyalet yönetimlerinin hiçbir şey yapmadığını savunan Trump, bölgedeki Demokrat yöneticileri suçladı.
Trump, şu ifadeleri kullandı:
Los Angeles, biz oraya varana kadar kuşatma altındaydı. Polis bu durumu kontrol altına alamıyordu. Polis şefi üç gece önce bunu televizyonda söyledi. Ellerinden geleni yaptılar ama olaylarla baş edemiyorlardı. Eyalet yönetimi Ulusal Muhafızları çağırmadı, en sonunda biz onları gönderdik.
Kentteki toplam sayıları 4 bini bulan Ulusal Muhafızların ne zaman ayrılacağına ilişkin soruları yanıtlayan Trump, “Artık tehlike kalmayana kadar. Ne zaman tehlike kalmazsa o zaman ayrılırlar.” diye konuştu.
Kentteki yakıp yıkma olaylarının kendileri müdahale edene kadar sürdüğünü ifade eden Trump, “Eğer biz oraya destek göndermiş olmasaydık bugün Los Angeles yakılıp yıkılmış durumda olurdu. Los Angeles’taki şiddeti ben durdurdum.” dedi.
Los Angeles’ta ocak ayında meydana gelen ve çok sayıda evin yandığı geniş çaplı yangılara atıfta bulunan Trump, o süreçte eyalet yönetiminin üstüne düşeni yapmadığını savundu ve kendisinin “suyun gerekli yerlere ulaştırılmasını” sağladığını belirtti.
Gösterilerin bugün itibarıyla kısmen sakinleştiğini anlatan Trump, yine de güvenlik güçlerinin görev yapmaya devam edeceğini ve olası şiddet eylemlerine müdahale edeceklerini vurguladı.
Öte yandan Trump, 1807 tarihli İsyan Yasası’nı devreye sokup sokmayacağı ile ilgili sorulara, “Bu tamamen bir isyan olup olmamasına bağlı. Eğer bir isyan varsa o yasayı devreye sokarım.” diye konuştu.
Göstericiler için “isyancı” kelimesini doğrudan kullanmayan Trump, Los Angeles’taki göstericilerin “satın alınmış” suçlular olduğunu savunarak, “Bunlara belki isyancı demeyebilirsiniz ama kesinlikle çok kötü ve ülkesinden nefret eden insanlar.” ifadesini kullandı.
ABD’nin Los Angeles kentinde Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) tarafından gözaltına alınan düzensiz göçmenlere destek amacıyla yapılan gösteriler devam ederken, Trump yönetimi olaylara sert tepki göstermişti.
ICE karşıtı protestolarda çok sayıda gösterici gözaltına alınmış, zaman zaman güvenlik güçleriyle protestocular arasında çatışmalar yaşanmış ve çok sayıda araç bazı göstericiler tarafından yakılarak kullanılamaz hale getirilmişti.
ABD Başkanı Trump, Los Angeles’taki durumu kontrol altına almak amacıyla önce 2 bin civarında Ulusal Muhafızı bölgeye görevlendirdiğini açıklamış, daha sonra ilaveten 2 bin muhafızın ve 700 deniz piyadesi askerin daha görevlendirildiğini duyurmuştu.
YORUM
ABD Parçalanmaz” Diyenlere Bıyık Altından Gülüyorduk, Şimdi Gerçekle Yüzleşiyorlar!
Yıllar önce “ABD de Rusya gibi, Yugoslavya gibi, Baltıklar gibi parçalanacak” dediğimizde alay edenler, bizi komplo teorisyeni ilan edenler vardı. Ama bugün Los Angeles’ta olanlar, sadece bir şehirdeki protesto değil, çökmekte olan bir hem Siyonist hem Evangelist imparatorluğun iç çatlamalarıdır.
ABD, artık bir ulus devlet değil; çok katmanlı, parçalı, kimlik savaşlarıyla bölünmüş bir imparatorluk kalıntısıdır.
Latinler ayrı bir dünya,
Siyahiler başka bir mücadele içinde,
Uzakdoğulu göçmenler başka bir mahallede,
Beyaz muhafazakârlar ise Trump’ın arkasına sığınıp dağılma korkusuyla yaşıyor!
Bugün Los Angeles’ta yaşananlar, sadece ICE karşıtı bir öfke değil, toplumsal sözleşmenin çökmesidir.
İmparatorluklar böyle çöker; önce ahlaki meşruiyetini kaybeder, sonra ordusuyla halkını bastırmaya başlar!
Trump’ın 1807 tarihli İsyan Yasasını dillendirmesi, bu çöküşün anayasaya aykırı yöntemlerle ertelenmeye çalışıldığını gösteriyor. Ama tarihten biliyoruz: toplumu bastırmak için orduyu devreye sokan her güç sonunda kendi ordusuna da yenilir.
Artık açıkça konuşmalıyız;
Amerikan rüyası bitti!
Bu sistem artık dünyanın yükünü taşıyamaz.
Bu düzen; adalet üretmiyor, barış tesis etmiyor, insan onurunu savunmuyor.
Bugün sokakları ateşe veren maskeli gençler, sadece polis şiddetine değil, bu emperyalist, sömürücü ve baskıcı sisteme karşı isyan ediyor. Ve biz bu isyanı küresel vicdanın yankısı olarak görüyoruz!
ABD’nin Parçalanma Süreci Başladı mı?
ABD bugün;
Etnik fay hatlarıyla bölünmüş durumda,
Eyalet yönetimleriyle merkezi yönetim çatışıyor,
Silah lobisi ile sivil hak savunucuları arasında açık savaş var,
Gelir dağılımı uçurumu, sınıf çatışmalarını körüklüyor.
Bir yandan Çin ve Rusya gibi rakipleriyle dış politikada hegemonya kaybı yaşayan ABD, içeride artık kendi vatandaşını “düşman” olarak görmeye başlamış durumda.
Bu psikoloji, çöküşün en net göstergesidir.
Tarih bize şunu öğretti:
Kendi halkını bastırmak için orduyu kullanan her devlet, önce meşruiyetini kaybeder, sonra bütünlüğünü!
Direnenlere Selam Olsun!
Los Angeles’ın sokaklarında direnen, zulme karşı duran herkese selam olsun!
Bu sadece bir Amerikan meselesi değildir. Bu, küresel adaletin yeniden yazılması mücadelesidir.
Unutmayın!
Emperyalizm içeriden çöker.
Amerika, kendi içindeki adaletsizlikten, kendi içindeki kibirden, kendi içindeki çürümüşlükten dolayı çöküyor. Ve bu çöküş, özgürlük isteyen herkesin mücadelesi için bir fırsattır!
“ABD parçalanmaz” diyenler, artık gerçeklerle yüzleşiyor…
Kimin tarihin doğru tarafında durduğunu zaman gösterecek.
Ama biz biliyoruz: Karanlık çökerse direnenler yıldız olur.
