Aziz DAĞTEKİN Yazdı
Bizler, tarihi asırların derinliklerine kök salmış bir milletin evlatlarıyız. Biz; Alparslan’ın duasında, Fatih’in seferinde, Birinci dünya savaşında bağımsızlık haykırışında var olmuş bir inancın neferleriyiz. Bizler ülkücüyüz, Türk milliyetçisiyiz. Bu bir etiket değil, bu, bir duruşun, bir iman halinin, bir adanmışlığın adıdır.
Yarım asrı aşkın süredir bu vatan toprağında inançla, sabırla, mücadeleyle yürüdük. Darbelerde dimdik durduk, işkencelerde eğilmedik, bölünmelere rağmen safımızı terk etmedik. Çünkü biz sadece bir partiye bağlı değiliz; biz bir davaya baş koymuş, bir yeminle yürüyen iman erleriyiz.
Bizi bölmek istediler…
Partimizi parçalayarak gücümüzü zayıflatmak, Milliyetçi Hareket’i sıradanlaştırmak istediler. “Terörsüz Türkiye” bahanesiyle MHP’yi karalama kampanyaları yürüttüler. Zannettiler ki ülkücüyü MHP’den koparırsak, bu irade dağılır. Yanıldılar!
Şunu herkes duysun: Ülkücünün evi Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Bu çatı, sadece bir siyasi yapı değil; şehitlerimizin duasıdır, gazilerimizin yeminidir. Liderine sırtını dönenin davası kalmaz. Köküyle bağını koparanın istikameti şaşar.
Bugün bir kez daha sesleniyoruz:
Ey Türk genci!
Ey Anadolu’nun bozkırlarında umut büyüten kardeşim!
Ey gönlü Karabağ’da çarpan, yüreği Doğu Türkistan’da sızlayan yiğit!
Gel, yeniden saflarımıza dön.
Gel, bu kutlu mücadelenin bayrağını birlikte daha da yükseğe kaldıralım.
Gel, üç hilalin gölgesinde omuz omuza, gönül gönüle yürüyelim.
Unutma!
Bu hareket; mazlumun yanında duran, zalime karşı yükselen bir direnişin adıdır.
Bu dava; Kerkük’te haykıran, Gazze’de dua olan, Hakkâri’de sipere düşen bir inancın yoludur.
Ve bu yol, ne parçalara bölünür, ne de pusulasını şaşar.
Bizim davamız, ne menfaatle eğilir, ne de koltuk için satılır.
Bizim yürüyüşümüz; makamla, etiketle değil; imanla, sadakatle büyür.
Bu milletin çelikleşmiş iradesi olarak bir kez daha haykırıyoruz:
Biz buradayız!
Çünkü biz yalnızca Anadolu’nun çocukları değiliz: Biz Türk dünyasının ortak vicdanıyız. Kudüs’te adımız var, Gence’de izimiz, Tebriz’de nefesimiz vardır.
Ey emperyal oyunlarla bize diz çöktürmek isteyenler!
Ey içimizden çıkan kriptolarla bizi dağıtacağını sananlar!
Ne yaptıysanız başaramadınız, yine başaramayacaksınız.
Çünkü biz;
Davasına sadık kalan,
Liderine sırt dönmeyen,
Milletini terk etmeyen bir inancın adıyız.
Şimdi yeniden birlik vakti.
Şimdi fitneye karşı safları sıklaştırma vaktidir.
Her ülkücü, kalbine baksın. Her Türk milliyetçisi, vicdanını dinlesin.
İnancımıza, davamıza, partimize ve milletimize sahip çıkma zamanıdır.
Çünkü biz, bu coğrafyada doğduk, bu coğrafyada direndik ve Allah’ın izniyle bu coğrafyada kıyamete kadar var olacağız.
Ses ver ey bozkırın yiğidi!
Vakit, suskunluğu bozma, ihanete karşı safları sıklaştırma vaktidir.
Şimdi yeniden doğrulma, yeniden yürüme, yeniden direnişe geçme zamanıdır.
Çünkü bu dava susmaz, bu millet diz çökmez!
Yıkmak istedikleri ne varsa, biz yeniden inşa ederiz.
Kapanan her kapıyı imanla zorlar, her duvarı inançla aşarız.
Buradayız! Ve fırtına kopsa da buradan asla gitmeyeceğiz!