Aziz Dağtekin ile Pazar Sohbeti
Pazar sabahları Türkiye’de iki şey hiç değişmez:!
Bir, gündem mutlaka yine siyasettir.
İki, siyasette yapılan yanlışın savunması, çoğu zaman yanlışın kendisinden daha büyük olur.
Bu hafta da öyle oldu.
Bir mezar başı…
Bir kadeh rakı…
Bir fotoğraf…
Ve ardından gelen “Ama o görüntüler eskiydi” savunması…
İşte tam burada durmak gerekiyor.
Çünkü mesele görüntünün tarihi değil, yapılanın akılla, vicdanla ve toplumun ortak hassasiyetleriyle olan mesafesidir.
“ESKİYDİ” DEMEK, YANLIŞI ESKİTMEZ
CHP Parti Sözcüsü Zeynel Emre çıktı, dedi ki, “Bu görüntüler güncel değil, 2020 yılına ait.”
Peki ya sonra?
Yanlış, eski olunca doğru mu oluyor?
Mezarlık adabı, yıllara göre mi değişiyor?
Toplumun vicdanında bazı yerler vardır; mezarlıklar, şehitlikler, ibadethaneler…
Buralarda yapılan her hareket zamansızdır,
çünkü saygının tarihi olmaz.
AHMET HAKAN’IN ÇEKTİĞİ KIRMIZI ÇİZGİ
Ahmet Hakan bu yüzden sertti.
Bu yüzden “Zeynel Emre ilk sınavında duvara tosladı” dedi.
Haklıydı.
Çünkü siyasette kriz yönetimi şudur.
Yanlışı inkâr etmek değil, yanlışla yüzleşebilmektir.
“Bu eski bir görüntü” demek, toplumun zekâsıyla inatlaşmaktır.
Toplum soruyor çünkü, “Bugün de olsa, dün de olsa, bu doğru mu?”
CHP’Yİ KRTARACAK TEK CÜMLE
Ahmet Hakan’ın önerdiği cümle çok basit ama çok ağırdır:
“Bir cahillik ettik.
Bir çiğlik yaptık.
Mezarlık adabına uygun davranmadık.
Özür diliyoruz.”
Türkiye’de özür dilemek hâlâ zayıflık sanılıyor.
Oysa siyasette asıl zayıflık, yanlışı savunmakta ısrar etmektir.
BU BİR RAKI MESELESİ DEĞİL
Altını çizelim:
Bu mesele alkol meselesi değil.
Bu mesele inanç dayatması hiç değil.
Bu mesele yer, zaman ve saygı meselesi.
Aynı görüntü bir evde, bir sofrada, bir anmada olsaydı kimse konuşmazdı.
Ama mezarlıkta konuşulur.
Çünkü mezarlık, yaşayanların kendini değil, öleni merkeze alması gereken yerdir.
CHP’NİN KAÇIRDIĞI BÜYÜK FIRSAT
CHP bu olayda bir fırsat kaçırdı.
Topluma “Biz hata yaptığımızda özür dileyen bir siyaset anlayışını savunuyoruz” diyebilirdi.
Demedi.
Bunun yerine:
“Görüntüler eski”
“Özel görüntü”
“Resmi tören değildi” gibi cümlelerle meseleyi teknik bir savunmaya hapsetti.
Oysa siyaset, teknik değil; ahlaki bir alandır.
Türkiye’de artık kimse mükemmel siyasetçi beklemiyor.
Ama herkes samimi siyasetçi arıyor.
Yanlış yapabilirsin.
Ama yanlışta ısrar edersen, o yanlış senin kimliğin olur.
Ve toplum bunu affetmez.
Haftaya yeni bir gündem olur mu?
Olur.
Ama unutmayalım.
Bazı fotoğraflar eskiyebilir, bazı hatalar ise hafızada taptaze kalır.
