Mısır’daki Barış Masası, Kan Üzerinde Kurulu!

Aziz DAĞTEKİN Yazdı


Dünya yeniden kandırılıyor. Gazze’de barış adına masalar kuruluyor, kameralar ayarlanıyor, diplomatik cümleler zarif ambalajlarla servis ediliyor. Ama o masalarda ne adalet var, ne vicdan. Masanın altında ise hâlâ taze kan var. İsrail’in bombalarıyla yok edilen çocuk bedenleri, paramparça edilmiş şehirler, bir halkın susturulmaya çalışılan haykırışı duruyor.

Henüz bıçak masadayken barıştan söz etmek, barışı değil ihaneti meşrulaştırmaktır. Katilin elleri yıkanmadan, suçlar itiraf edilmeden, hesap sorulmadan barış sadece bir senaryo olur. Sahnesi Gazze, rejisörü İngiliz, ABD ve Batı, figüranı ise Filistin ve Gazze halkları…

Peki, bu senaryo yalnızca Ortadoğu’yla mı sınırlı?

Bir Cephe Biterken Yeni Cephe Açılıyor: Bu Kez Asya

Tam Gazze için barış çağrıları yükselirken, bir başka coğrafyada yeni bir fitil ateşlendi. ABD’nin tarihte defalarca sahaya sürdüğü, gerektiğinde yok saydığı, gerektiğinde ise “terörist” yaftasıyla hizaya soktuğu Taliban, şimdi Pakistan’a saldırıyor. Bu saldırıların fitilini ateşleyen akıl kim? İngiliz, ABD, AB ve İsrail mi?

İki İslam ülkesi arasında gerilimi artıran bu saldırılar neyin işaretidir? Bu sadece sınır çatışması değil; aksine, çok daha büyük ve karanlık bir planın ilk aşaması olabilir mi? Ortadoğu’da yorgun düşen silah sanayii için şimdi de Güney Asya mı hedefe alınıyor?

BİRBİRİNE KIRDIRILAN KARDEŞLİK

Gazze’de oluk oluk akan Müslüman kanı henüz kurumamışken, şimdi de Belucistan’dan Veziristan’a, Peşaver’den Lahor’a kadar uzanabilecek bir iç savaş senaryosu mu servis ediliyor? Afganistan’da barış getiremeyenler, şimdi Taliban’ı yeniden sahaya sürerek Pakistan’ı içeriden çökertme derdine mi düştü?

Bu oyun kuruculara sormak gerek:

Hangi coğrafyada daha çok kan dökülürse oraya daha çok “barış heyeti” mi gönderiyorsunuz?

BARIŞ TİYATROSU VE ESKİ AKTÖRLER! TONY BLAİR NE GETİRİR?

Gazze için düzenlenen sözde barış zirvesinde ise trajik bir başka öneri gündemde: Irak’ı işgal eden, milyonlarca masumun kanına girmiş eski İngiltere Başbakanı Tony Blair‘in bölgeye “sivil vali” olarak atanması. Bu bir çözüm mü, yoksa modern mandacılığın yeni bir versiyonu mu?

İngiltere’nin bölgeye dair tarihsel karnesi ortada. Bu milletin hatıralarında hâlâ Balfour Deklarasyonu‘nun ihaneti, Sykes-Picot’un sinsi bıçak izleri tazeliğini koruyor. Şimdi bir de Blair mi çözüm getirecek? Hayır. Bu, açıkça bölgenin kendi iradesine el koyma girişimidir ve asla kabul edilemez.

TÜRKİYE NEREYE SÜRÜKLENMEK İSTENİYOR?

Bu barış adı altında dönen oyunun bir başka ayağı da Türkiye’yi ilgilendiriyor. Türkiye, tarihsel ve coğrafi sorumluluğu gereği Filistin meselesinde güçlü bir duruş sergiliyor. Ancak bazı güçler, Türkiye’yi “arabulucu” kisvesiyle sorumluluk yüklenen ama yetkisiz bırakılan bir figür haline getirmeye çalışıyor. Bu, Türkiye’yi diplomatik bir bataklığa çekmek değil de nedir?

Üstelik içeride ekonomik sıkışma, dışarıda askeri angajmanlar varken, bu yük Türkiye’nin omuzlarına bilinçli olarak mı bırakılıyor?

Bu noktada devlet aklının soğukkanlılığına güvenimiz tamdır. Ancak biz yine de uyarıyoruz: Bu oyun sizin oyununuz değilse, figüranı da olmayın!

KANA DOYMAYANLAR NE ZAMAN DURACAK?

Kandan beslenen küresel vampirler, her coğrafyada aynı sahneyi kuruyorlar:

  • Önce halkları birbirine kırdır,
  • Ardından “barış planı” diye çözüm masası kur,
  • Sonra kaynaklara el koy, halklara kukla yönetimler dayat.

Gazze, Yemen, Suriye, Afganistan… Şimdi de Pakistan. Sıra kimde?

Artık sorulması gereken soru şu:

Bu oyun kurucular, bu kana doymayanlar daha kaç şehir, kaç beden, kaç çocuk daha ister?

BARIŞ, ZALİMLERİN MASASINDA DEĞİL, MAZLUMLARIN YÜREĞİNDE FİLİZLENİR

Gerçek barış; adaletin tecelli ettiği, suçluların yargılandığı, halkların iradesine ipotek konmadığı yerde başlar. Her ateşkes çağrısının ardından bombaların yağdığı bir düzende barıştan söz etmek, yalnızca bir aldatmacadır.

Gazze’de kalıcı barışın ilk adımı, İsrail’in gerçek sorumluluk alması ve sahadan çekilmesiyle başlar. Filistin’in yönetimi Filistinlilerde kalmalı; Blair gibi bölgeyi kana bulamış katil eli kanlı aktörler değil.

Ve son olarak, İslam coğrafyasına bir çağrı:

 

Bu yangın yalnızca bir coğrafyanın felaketi değil; insanlığın vicdanının sınavıdır. Artık söylemler değil, somut irade gereklidir: bölünmüşlüklerin gölgesinde yükselen sömürgeci hesaplar, ancak Müslümanların kararlı dayanışması, hesap verebilir ve seçilmiş liderlikler ile kırılabilir.

Müslümanların sömürgeci ve emperyal güçlerin güdümünden çıkmak, silahların ve kirli çıkarların değil; hukukun, insani değerlerin, adaletin, İslam Ahlak ve Faziletinin aynı zamanda ortak çıkarların hüküm sürmesini sağlamakla mümkündür. Birlik, slogan değil, kurumlaşmış dayanışma demektir; eğitimde, ekonomide, diplomasi ve hukukta omuz omuza bir strateji demektir. Eğer halklar iç çatışmayı durdurup barışçıl, meşru ve hesap verebilir yollarla güçlü bir ortak irade inşa ederse, hiçbir dış güç milyonlarca çocuğun ölümü ve kitlesel zulüm sürdürme cesaretini bulamaz.

Tefrika sürdüğü, ayrılık görüşleri bitmediği ve meşruiyeti şeffaf, katılımcı bir üst yapı aynı zamanda İslam Halifeliği kurulmadığı sürece kan da, sömürü de devam eder. Seçimimiz açıktır: ya birlikte, hukuk ve insanlık temelinde örülen bir gelecek inşa edeceğiz; ya da parçalanarak tarihin acı sayfasında kaybolacağız. Mesele bu kadar basit! Bilmem anlatabiliyor muyum?

YÖNETİCİ Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

Gazze Yanarken Barış Ödülü İsrail Destekçisine!

2025 Nobel Barış Ödülü, İsrail’i açıkça destekleyen ve ABD’nin Venezuela’ya müdahalesini savunan Maria Corina Machado’ya …

Bir yanıt yazın