Aziz DAĞTEKİN Yazdı
Dünya büyük bir sahne… Ve bu sahnede bazı roller vardır ki, bin yıllardır değişmez: Biri mazlum olur, biri zalim. Biri dua eder, diğeri bomba yağdırır. Biri ekmeğe muhtaçtır, öbürü gökyüzünden yağdırdığı demirle doyar. Oysa hepsi aynı gezegende nefes alır.
Bugün yine Pazar…
Bir bardak çayın buğusuna gözyaşı karışmış. Çatışmaların sesi, mermi değil mazlumun yüreğinden yükseliyor. Bugün yine Filistin, yine Gazze… Ve ne acıdır ki yine aynı fail: “Barış ve özgürlük” diyerek geldiğini iddia eden, fakat her girdiği coğrafyayı kana bulayan ABD…
“DEMOKRASİ” MASKESİ, SÖMÜRGE OYUNU
Amerika, demokrasi ihraç ediyoruz diyerek geldiği her toprakta önce fitne ekti. Sonra da o fitneyi bahane ederek tankla, topla, füzeyle “adalet” dağıttı! Dağıttığı adaletin adı: Irak’ta milyonlarca can, Libya’da paramparça bir ülke, Suriye’de evinden sürülen milyonlar, Afganistan’da 20 yıl süren işgal ve sonunda kaos.
Yetmedi…
Ukrayna-Rusya arasında bir savaş senaryosu yazdı, iki kardeş halkı birbirine kırdırdı. Kafkaslarda, Hindistan-Pakistan hattında, Latin Amerika’da, Afrika’da… Nereye baksan aynı el, aynı oyun, aynı kan.
Bugün de Ortadoğu sahnesinde yeni bir perde açıldı:
Gazze Tiyatrosu.
İsrail’in suçlarını perdelemek, işgali meşrulaştırmak, soykırımı savunmak için ABD medyası devrede. Yahudi sermayesinin yönettiği propaganda aygıtları, mazlumu terörist, zalimi savunucu göstermeye çalışıyor.
En son ne oldu?
ABD, 1.2 milyar dolarlık “güvenlik paketi” adı altında Katar’ı adeta haraca bağladı, sözde “seni ben koruyacağım” diyerek himaye altına aldığını ilan etti. Ama gerçek yüzü çok geçmeden ortaya çıktı.
Barış görüşmeleri yürütmek için Katar’da bulunan Hamas liderlerinin konumuna İsrail F-35 uçaklarını yönlendiren yine bu “koruyucu” güç oldu. ABD’nin bölgedeki müttefiki Katar, kendi topraklarında barış diplomasisi yürüten misafirlerine bomba ve füze yağdıran İsrail jetlerine hava sahasını açmak zorunda bırakıldı. Bu, diplomasiye açık bir darbedir. Bu, yalnızca ihanet değil; bu, alçakça bir yönlendirme, sistematik bir sabotajdır.
ABD burada sadece dostluğa değil, barışa da ihanet etmiştir.
Koruma vaadiyle aldığı finansal gücü, mazlumların üstüne yağdırılan füzeleri yönlendirmek için kullandı. İşte bu, artık sadece çıkarlarını değil, kanı yöneten bir düzenin resmidir.
Katar bile kurtulamadı.
Çünkü bu sistemin doğasında ihanet var, ikiyüzlülük var, sömürü var.
Dostlukları parayla satın alır, sonra o parayla seni vuracak gücü organize eder.
Amerika artık korumaz, Amerika sadece kullanır. Kullanır, harcar, sonra da gözyaşını izler.
VENEZUELA SIRA BEKLİYOR: KAN VE PETROL
ABD’nin yeni hedefi, Latin Amerika’nın dirençli çocuğu: Venezuela.
Neden? Çünkü yerin altı petrol, doğalgaz dolu. Çünkü emperyalizm iştahlıdır, doymak bilmez. Çünkü onların gözünde bir ülkenin zenginliği, o ülkenin felaketi demektir. Çünkü Washington’un haritasında halkların kaderi, sadece bir çıkar hesabıdır.
MEDYA SUİKASTLARI VE “MİLLİ YAS” TİYATROSU
ABD’nin desteklediği medya baronları, Gazze’deki katliamları savunmakla kalmadı, bunu haklı göstermeye de kalktı. Ne zamanki bu kirli düzenin bir dişlisi susturuldu, utanmadan “milli yas” ilan ettiler. Katliamın medya kuryesi öldüğünde ağlayan ama binlerce Gazze çocuğu öldüğünde susan bir ülkeden söz ediyoruz.
Bu nasıl bir vicdan?
Bu nasıl bir insanlık?
Bu nasıl bir demokrasi?
“AMERİKA KATİL, KATİL!”
Yıllar önce bir halk şiiri vardı; isyanın, öfkenin, uyanışın şiiri…
Defol git benim yurdumdan, Amerika katil katil,
Yıllardır bizi bitirdin, Amerika katil katil…
Kan döktürür silah satar, İt gibi pusuda yatar,
Amerika katil katil…
İşte şimdi o şiir Gazze’de yankılanıyor.
İşte şimdi o şiir, Venezuela’nın dağlarında, Pakistan’ın sokaklarında, Ukrayna’nın yıkık binalarında, Suriye’nin viran camilerinde yankılanıyor.
EY MEDENİYET, ARTIK UYAN!
Dünya artık susmamalı.
Mazlumların gözyaşını yalnızca dua ile değil, duruşla da silmenin vakti geldi.
Sömürge imparatorluğu artık son perdede. Ama bu perdeyi açan da kapatan da halkların iradesi olacak.
Ey dünya halkları!
Ey vicdan sahipleri!
Ey adaleti yalnızca kavram değil, yaşam biçimi olarak görenler!
Amerika’nın adalet maskesi düştü. Altından kana susamış bir imparatorluk çıktı.
Ve bu imparatorluk durmayacak. Ya karşı duracağız ya da bir gün biz de o bombaların altında çığlık atan çocuklardan biri olacağız.
SELAM OLSUN DİRENENLERE…
Bu Pazar günü, selam olsun Gazze’ye,
Selam olsun Irak’a, Libya’ya, Suriye’ye, Yemen’e, Afganistan’a, Venezuela’ya…
Selam olsun ABD emperyalizmine karşı susmayanlara…
Ve unutma ey okur:
Amerika adalet getirmez. Amerika geldiği yere kan getirir, gözyaşı getirir. Ve artık o kanla beslenen bir vampir devlettir. Türkçede kanla beslenene katil denir.
VE ARTIK SAKLANACAK YERİN YOK AMERİKA!
Türkçede, kanı kendine gıda yapan yaratıklara bir isim verilir:
Katil.
Sen artık bir devlet değilsin,
Sen artık bir sistem değilsin,
Sen artık bir “süper güç” değilsin…
Sen kanla beslenen bir küresel suç örgütüsün!
Her attığın bomba, her açtığın cephe, her finanse ettiğin darbe artık seni ele veriyor.
Barış değil, kaos götürdün.
Adalet değil, ölüm ihraç ettin.
Özgürlük değil, zincir dağıttın.
Ey “medeniyet” diye gezen, sustukça suça ortak olan dünya!
Artık uyuma!
Gün, gözyaşına bulanmış bu sessizliği yırtma günüdür.
Gün, mazlumun duasını direnişe çevirme günüdür.
Gün geldi, çattı akşama!
Ve ey Amerika!
Unutma:
Mazlumun ahı, bir gün hesap olur.
O gün geldiğinde, ne doların seni kurtarır, ne silahın.
Çünkü artık mazlumlar uyandı,
Ve senin karanlığını parçalayacak olan,
o uyanışın ayak sesleridir!