Aziz DAĞTEKİN Yazdı
İsrail medyası, son günlerde Türkiye’nin Suriye’deki diplomatik ve askeri etkisini hedef alan yeni bir propaganda dalgasına soyunmuş durumda. Ynetnews’te yayınlanan analizde, Türkiye’nin sahada artan etkisi “endişeyle” aktarılıyor, Türkiye açıkça tehdit gösteriliyor. Ama unuttukları bir şey var. O da İsrail, Türkiye’nin muhatabı dahi değildir.
Bu bölgede biz, emperyal akıllarla, küresel odaklarla, İsrail’in ağababalarıyla hesaplaşırken; bu kullanışlı aparatın Türkiye’nin kudretiyle oynayacak ne aklı vardır, ne de gücü. İsrail’in Türkiye karşısındaki ömrü, en fazla 24 saatlik bir meseledir.
İsrail’in bir güvenlik sorunu olarak gördüğü her gelişme, aslında Türkiye’nin adalet merkezli politikalarının bölgedeki karşılığını bulmasından ibarettir. Suriye’deki Kürt, Alevi, Dürzi topluluklar üzerinden algı oluşturmaya çalışan bu medya aygıtı, kaosu organize edenin biz değil, kendileri olduğunu gayet iyi bilir. İsrail, bu yanlış ve fitne içerikli politikalarıyla bölgede bulanık suda balık avlamaya çalışan sinsi bir organizmadır.
Çünkü bu yapı, terörizmin fikir babasıdır. PKK’nın, YPG’nin, SDG’nin arkasında yıllardır iş tutan bir karanlık akıldır. Bu örgütlerin sahadaki taşeronu, İsrail’in istihbarat aparatlarının, AB, Amerikan ve İngiliz finans sistemlerinin elbirliğiyle kurduğu kirli düzendir.
Ve bugün Türkiye’yi İran’a benzetmeye kalkışanlar bir şeyi asla anlamıyorlar. Hiçbir ırk, hiçbir devlet, hiçbir yapı Türk’e benzemez!
Türk, milletlerin kaderini değiştiren, haritaları yeniden çizen, karanlığı boğan bir kudretin adıdır. Ve Türk kafasına bir şeyi koymuşsa, onu sadece stratejik değil, ilahi bir sorumlulukla yerine getirir.
İsrail medyasının korkuları boşuna değil. Çünkü artık bölgede, terör koridorları değil, barış hatları kuruluyor.
Kuklalar değil, kendi iradesiyle karar alan devletler yükseliyor.
Ve o büyük uyanışın adı: Türkiye!
Türkiye artık sadece askeri değil; stratejik, diplomatik, manevi olarak da bu coğrafyanın merkezî aktörü haline gelmiştir. Erdoğan’ın açıklamaları, Fidan’ın sert çıkışları birer siyasi mesaj değil; bölgesel dengeyi belirleyen devlet refleksidir.
İsrail, eğer ABD ve AB tarafından bu kadar desteklenmese; eğer arkasında İngiliz aklı olmasa, bu topraklarda zaten bir gün bile tutunamazdı. Ama bilinsin ki o destekler de artık işe yaramıyor. Çünkü hakikatin karşısında hiçbir propaganda duramaz.
İsrail’in ve Batı’nın sahaya sürdüğü etnik fay hatları artık işlemiyor. Türk Milleti, ümmetin kalbiyle birlikte attığında, o yapay devletçiklerin, sözde kantonların, masa başı haritaların hiçbir hükmü kalmaz.
Ey İsrail!
Sen henüz Türk’ün adaletle kuşanmış iradesini tanımadın.
Tanıdığın gün ise artık çok geç olacak.
Çünkü Türk milleti, vatanına, ezanına ve kardeşliğine uzanan eli yalnızca durdurmaz; o eli kökünden koparır.
Bu millet yürümekle yetinmez;
Gerektiğinde sarsar, yıkar, küllerinden doğrulur ve yepyeni bir nizam kurar.
Korkularınız yersiz değil.
Çünkü Türk sahaya indiğinde,
Sadece oyun değil, bütün plan çöker;
Düzen değil, tarih yeniden yazılır!
Bizden size sadece bir hatırlatma:
Aklınızı başınıza alın, sağduyunuzu kuşanın.
Karşınızda molla rejimi yok;
Karşınızda binlerce yıllık devlet aklıyla yoğrulmuş, savaş meydanlarında yoğrulmuş, zaferlerle büyümüş bir millet var: TÜRK!
Unutmayın, biz geldiğimizde sadece dengeler değil, tarihin yönü değişir.