Aziz DAĞTEKİN Yazdı
Her yıl aynı tiyatro, aynı döngü! Kış geçer, sinekle mücadele ihaleleri yapılmaz. Bahar gelir, larvalar çatır çatır gelişir, kimse dönüp bakmaz. Yaz kapıya dayanır, sinekler mahalleleri ele geçirir, Adana halkı sabahlara kadar kaşınarak volta atar. Belediye ne der? “Geç kaldık, elimizden geleni yapıyoruz.”
Yeter artık!
Burası Türkiye’nin en sıcak şehirlerinden biri. Hem sıcak, hem nemli, hem sulak… Yani sivrisinek için beş yıldızlı tatil köyü! Ama mesele sadece sinek değil. Bu sinek, artık Adana’da sistemi çöken belediyeciliğin simgesi oldu.
Bakın size daha çarpıcı bir bilgi verelim:
Bir ilahiyatçı geçtiğimiz günlerde çok şaşırtıcı bir iddiada bulundu. İlahiyatçı diyor ki, Tevrat’a göre cennet Adana’da!
Gerçekten de Adana bir zamanlar verimli toprakları, bereketli suları, çalışkan insanıyla cennetti belki… Ama bugün geldiğimiz noktada, eğer burası hala bir “cennet”se, içinde sineklerin, kaçakçıların, yolsuzların, bankamatikçilerin, torpillilerin yaşadığı bambaşka bir versiyonu olmuş durumda.
Adana artık bir “Cennet” değil, resmen bir Cehennem Bahçesi!
Adana Büyükşehir Belediyesi, 2025 yılında da şaşırtmadı. Sinekle mücadele için ihale 23 Mayıs’ta yapıldı. Evet, yanlış duymadınız! Sinekler çoktan uçmuş, vatandaşın kanı emilmiş, sokaklar gece yürünemez hale gelmiş, ama belediye hala “ilaç alacağız” telaşında! Vatandaş 1 Haziran’da sinek kıyameti yaşarken, belediye “hazırlık” modunda.
Bu şehrin akşamında cam açamazsın. Parka çıkamazsın. Çocuk uyutamazsın.
Ama sinekler aralıksız olarak bitmek bilmeyen kan emme partisinde!
Adana bugün sivrisineklerin cenneti.
Ama sadece onların mı?
Bakın Adana bugün aynı zamanda;
- Kaçak at-eşek kasaplarının cenneti: Merdiven altı mezbahalarda et kesiliyor, zabıta sadece fotoğraf çekiyor.
- Gayrimeşru âlemlerin cenneti: Gece yarısı bazı parklar “halka açık” olmaktan çıkmış. Kimlere açık, bilinmez.
- Park satıcılarının cenneti: İddiaya göre, Seyhan Belediyesine ait bir park, usul usul, sessizce “el değiştiriyormuş.” Kim aldı, ne kadara gitti? İddiaya cevap yok.
- Bankamatik memurlarının cenneti: Sabah işe uğramayan, ama maaşı tam alan kahramanlar! Bazısı hayatında belediyeye uğramamış ama bordroda hâlâ aktif.
- İmar cambazlarının cenneti: Üç katlı bina izni olan yere sekiz kat diken müteahhitlere cennet! Mahallede okul yok, otopark yok ama rezidans çok!
Ve bu çürümüşlükte en küçük, ama en çok konuşulan kahraman: SİVRİSİNEK!
Çünkü sinek, burada sadece sinek değil artık.
Sinek, iş bilmezliğin kanatlı hali.
Sinek, denetimsizliğin kan emici simgesi.
Sinek, vatandaşın alnına konan sistem çöküşünün kendisi.
Ve her yıl aynı hikâye aynı tiyatro! Kışın ihale yapılmaz. Baharda ilaçlama unutulur. Yazın “geç kaldık” denir. Vatandaş sinekle boğuşur, belediye “vites düşürür.” Başkan Zeydan Karalar’ın sinekle olan “tarihi dostluğu” ise her geçen yıl daha da güçlenir. Sosyal medyada adı çıkmış: Sinek Dostu Başkan! Bu unvan, her yaz daha da pekişiyor.
Peki Adana halkı neden bu kaderi yaşamak zorunda?
Neden her yıl aynı hatalar?
Neden hizmet yerine bahane, çözüm yerine gecikme?
Çünkü Adana’da sorun sadece sinekle mücadele değil.
Asıl sorun sistemsizlik, denetimsizlik ve liyakatsizlik.
Asıl düşman, sineğin ta kendisi değil, onun rahatça uçmasını sağlayan düzen!
Cennet Adana’yı tekrar halkın cenneti yapmak istiyorsak:
- Bilimsel sinek mücadelesi Ocak’ta başlayacak.
- Bankamatik memurlarıyla yollar ayrılacak.
- Belediyede liyakat olacak, torpil değil.
- Satıldığı iddia edilen parklar satılmayacak, halka hizmet edecek.
- Ve en önemlisi: Yönetim, koltuk korumayı değil, halk sağlığını önceleyecek.
Bugün sineği bile durduramayan bir belediye, yarın neyi yönetecek?
Cennet Adana mı istiyoruz?
Yoksa sinek, kaçak, yolsuzluk ve torpil cenneti mi?
Artık bu şehir sinekten değil, zihniyetten arınmalı.
Çünkü sorun, o küçücük sivrisineğin vızıltısı değil; arkasındaki büyük sessizlik!
Sonuç itibariyle mesele sinek değil, Adana’yı yaşanmaz kılan bu köhne zihniyet.
Sinekle savaşmak istiyorsan, önce onu uçuran düzeni yerle bir etmelisin.
Bu şehir eğer bir cennetse, artık halkın cenneti olmalı sineklerin, bankamatikçilerin, yolsuzların değil!
Bugün sivrisineği bile durduramayan bir belediyecilik, yarın halkın derdine nasıl derman olacak?
Adana’yı geri almak istiyorsak, sineği değil, sineği besleyen zihniyeti göndermek şart!
Halk uyumuyor, sinekle değil, sistemle savaş istiyor.
Çünkü Adana, bu ülkenin cenneti olmayı hak ediyor.