|Aziz Dağtekin İle PAZAR SOHBETİ |
Bir toplum, kutsalını kaybettiği gün çökmez.
Ama kutsalıyla alay etmeye başladığı gün, içten içe çürümeye başlar.
Bugün yaşanan şey bir “video” meselesi değildir.
Birkaç saniyelik görüntü, birkaç gülüş, birkaç “like” hiç değildir.
Bugün karşımızda duran tablo, değerle bağını koparmış bir çağın itirafıdır.
Bir toplum düşünün…
Gülmenin, alkış almanın, görünür olmanın uğruna;
kutsal olanın sıradanlaştırıldığı,
inancın alay konusu yapıldığı bir toplum.
İşte asıl tehlike tam da buradadır.
İbadet; sadece bir ritüel değildir.
İbadet, insanın haddini bilmesidir.
İbadet, insanın “Ben her şey değilim” diyebilmesidir.
İster namaz olsun, ister dua,
ister secde, ister kilisede yakılan bir mum,
ister bir mabette edilen sessiz bir yakarış…
İbadet, insanın kendini aşma çabasıdır.
Ve hangi inanca ait olursa olsun,
bu duruş saygı ister.
Hiçbir kutsal, alay malzemesi değildir.
Namazla alay eden dil,
yarın dua edenle alay eder.
Öbür gün ağlayanla,
sonra mazlumla…
Çünkü mesele yalnızca inanç değildir.
Mesele, sınır duygusunun kaybıdır.
“Özgürlük” diyerek her şeyi ayaklar altına almak, özgürlük değildir.
Bu, sorumsuzluğun alkışlanmasıdır.
Bu, cehaletin cesaret kazanmasıdır.
Cehalet bağırır.
Cehalet güler.
Cehalet kutsalla dalga geçer.
Çünkü cehalet, neyin kutsal olduğunu değil;
neyin tehlikeli olduğunu bile ayırt edemez.
Bir toplumda Allah korkusu yoksa;
orada sadece inanç eksilmez,
orada vicdan da eksilir.
Buradaki Allah korkusu;
cezadan korkmak değildir.
Hesap verebilir bir hayat yaşamaktır.
Yani adalet…
Yani merhamet…
Yani edep, sınır ve sorumluluk…
Bu sözler kimseyi dışlamak için değildir.
Bu sözler, insanı insandan korumak içindir.
Bu mesele dindar–dinsiz meselesi değildir.
Bu mesele, insan kalabilme meselesidir.
Kimse inanmaya zorlanamaz.
Ama kimse de başkasının inancını aşağılamayı hak sanamaz.
Bu, birlikte yaşamanın yazılı olmayan anayasasıdır.
Like uğruna kutsalı küçümseyen içerikler,
gençleri özgürleştirmez;
aksine boşlukta savurur.
Çünkü değeri olmayan bir dünyada,
insan tutunacak dal bulamaz.
Gençlerimize düşmanlık ederek değil,
onlara değer duygusunu yeniden hatırlatarak yol almalıyız.
Ama susarak da olmaz.
Normalleştirerek hiç olmaz.
Çünkü kutsal ile alay eden bir dil,
yarın adaletle,
merhametle,
insan onuruyla da alay eder.
Bugün sessiz kalırsak,
yarın alay edilen sadece bir ibadet olmaz.
Adalet olur.
Ahlak olur.
Toplumsal huzur olur.
Bu yüzden susmak erdem değildir.
Normalleştirmek hiç değildir.
Bu bir çağrıdır:
Tüm inançlara…
Tüm vicdanlara…
Tüm insanlara…
Kutsala saygı, bir inancın değil; insan olmanın gereğidir.
Ve unutmayalım!
Like geçer.
Video silinir.
Ama değersizlik kalıcı hasar bırakır.
Pazar günü bir kez daha hatırlayalım:
Bir toplum, kutsalını koruyabildiği kadar ayakta kalır. İnsan, ancak kutsala saygı duyduğu kadar insandır.
Ayrıca kutsalına gülebilen bir toplum, yarın kendine ağlar.
Aybüke Türk Haber "Habere Bozkutça Bakış"
