Aybüke Türk Haber "Habere Bozkutça Bakış"
Aziz DAĞTEKİN Yazdı
Bugün yüreğimiz yanıyor… Türkiye, teröre karşı verdiği mücadelenin bir cephesinde daha 5 evladını şehit verdi. Analar ağlıyor, ocaklar sönüyor, ama mücadele kararlılıkla sürüyor. Ve tam da böyle bir günde, Amerika Birleşik Devletleri’nin 2026 mali yılı savunma bütçesinde yer alan 130 milyon dolarlık “eğit-donat” fonu bir hançer gibi saplanıyor yüreğimize.
Bu fon, sıradan bir kalem değildir. Bu fon; Pentagon’un kendi belgelerinde bile açıkça desteklediği, eli kanlı terör örgütü PKK/YPG’ye yönelik doğrudan askeri ve maddi desteğin devamıdır. Sözüm ona DEAŞ’la mücadele bahanesiyle oluşturulan bu finansal akış, gerçekte Türkiye’nin sınır güvenliğine ve milletin birliğine yönelmiş bir saldırıdır.
Silahı kime veriyorsan, tetiği kimin çektiğini çok iyi biliyorsun!
Amerika’nın müttefiklik tanımı, sahada Mehmetçiğe çevrilen namlularla çelişiyor. Bugün “dostuz” diyenlerin yarın hangi terör örgütüyle kol kola yürüyeceğini artık kimse tahmin etmiyor, biliyor. Çünkü geçmişte FETÖ’ye kol kanat geren, Irak’ı işgal eden, Suriye’yi paramparça eden, Lübnan’ı bile İsrail’in sınır güvenliği için yapılandıran bu anlayışın hedefinde hep aynı şey vardı: Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme hayali.
Ama hesap başka, gerçek başka!
Bugün ABD’nin Ortadoğu politikalarının merkezinde ne Suriye halkının özgürlüğü, ne Irak’ın toprak bütünlüğü, ne de Türkiye’nin güvenliği vardır. Tüm bu müdahalelerin, sözde yardım paketlerinin, askeri fonların tek bir amacı var: İsrail’in güvenliği ve genişleme planları. Vaat Edilmiş Topraklar hayalinin peşinde koşan bir İsrail, bölgeyi kana boğarken, ABD bu hayalin taşeronluğunu üstlenmiş durumda.
Şunu herkes bilsin: Ortadoğu’nun güvenliği, Tel Aviv’den değil; Ankara’dan geçer!
Türkiye olmadan bu coğrafyada ne denge kurulur, ne de barış sağlanır. Türk ordusu sadece kendi sınırlarını değil, bölge halklarının onurunu, geleceğini, bağımsızlığını da korumaktadır. Türkiye olmadan DEAŞ da bitmez, PKK da durmaz, istikrar da gelmez!
O yüzden, bugün Türkiye’ye rağmen yapılan her destek, sadece bir örgütü değil, terörün kendisini meşrulaştırmaktır.
Amerika artık karar vermelidir: Müttefik mi, yoksa bölgeyi karıştıran bir dış aktör mü?
Siyonist lobilerin rızasını kazanmak için her yıl terör örgütlerine milyonlarca dolar akıtan bir ABD, kendi iç hukukunu da müttefiklik ilişkilerini de ayaklar altına almıştır. Siyonist bazı senatörlerin gölgesinde politika üretmeye devam eden bir Washington, kendi itibarını da tüketmektedir. Artık bu maskeler düşmüş, gerçekler açıkça ortaya çıkmıştır!
Biz Türk milletiyiz!
Dün Çanakkale’de emperyalizme karşı direndik,
Bugün terörün taşeronlarına karşı dimdik ayaktayız,
Yarın da hangi bedel gerekirse öder, bu ihanet zincirini tarihin çöplüğüne fırlatırız!
Çünkü çok iyi biliyoruz:
Terörü finanse edenle, tetiği çeken aynı saftadır!
Ve bu safta olan herkes, Türk milletinin gözünde hedef tahtasındadır. Kimse Türkiye’yi sabrını sınayarak test edemez! Bu millet, nice ihaneti gördü ama hiçbirine boyun eğmedi!
Artık diplomatik nezaketle zaman kaybetme lüksümüz yok. Çünkü karşımızda nezaket değil, ihaneti planlayan bir düzen var. Türkiye içeride ve dışarıda tüm terör yapılarıyla mücadele ederken, dost görünen düşmanların oyunlarını da bozacaktır.
Ve son söz:
İsrail, vaat edilmiş topraklar hayalinden vazgeçmelidir.
Bölgede kanla, gözyaşıyla kurulan bir düzenin güvenliği kalıcı olmayacaktır.
ABD ise ya gerçek bir müttefik olur ya da Ortadoğu’daki tüm krizlerin bir parçası olarak yalnız kalır.
Bu millet ihaneti unutur ama affetmez.
Ve biz bu meydan okumayı gördük.
Notumuzu aldık!
