Aybüke Türk Haber "Habere Bozkutça Bakış"
Manipüle edilen ses ve görüntüleri içeren “deepfake” teknolojisindeki gelişmeler; dolandırıcılık, siber zorbalık, kişi itibarına saldırı gibi ciddi riskleri de beraberinde getiriyor.
Görsel ve işitsel manipülasyonlarla gerçeği taklit eden yapay zekâ destekli “deepfake” teknolojisi, dijital dünyada her geçen gün daha fazla güvenlik tehdidine yol açıyor. Gerçek gibi görünen sahte videoların ayırt edilmesi giderek zorlaşırken, uzmanlar bu gelişmenin hem bireyler hem de kurumlar açısından ciddi riskler taşıdığı konusunda uyarıyor.
Siber güvenlik uzmanı Yağızhan Atmaca, Anadolu Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, “deepfake”in “derin” ve “sahte” kelimelerinin birleşiminden doğan ve yapay zekâ ile ses ve görüntülerin manipüle edilmesini sağlayan bir teknoloji olduğuna dikkat çekti. İlk olarak 2007’de Reddit platformunda ortaya çıkan basit bir yüz değiştirme yazılımı olarak tanınan bu sistemin, günümüzde neredeyse gerçeğinden ayırt edilemeyen video ve sesler üretme kapasitesine ulaştığını belirtti.
Deepfake’in geldiği noktanın siber güvenlik açısından ciddi sorunlar doğurduğuna işaret eden Atmaca, şu ifadeleri kullandı:
Karşınızdaki kişinin gerçek mi sahte mi olduğunu yüksek doğrulukla tespit edecek bir yazılım şu anda yok gibi görünüyor. Bilinçlendirme çalışmalarıyla bu riskleri bir nebze azaltmak mümkün olabilir.
Deepfake teknolojisinin en çok tehdit oluşturduğu alanlardan birinin finans sektörü olduğunu vurgulayan Atmaca, özellikle bankaların uzaktan müşteri edinme sistemlerinin bu sahtecilik yöntemine karşı savunmasız kalabileceğini belirtti.
Sadece finans değil, siyaset ve kamuoyunu etkilemeye yönelik alanlarda da büyük tehlikeler barındıran deepfake içeriklerin, bilgi hırsızlığı ve propaganda amacıyla kullanıldığını dile getiren Atmaca, bazı siyasetçilerin yapmadıkları konuşmaların, sahte ses kayıtlarıyla kamuoyuna servis edildiğini ve birçok kişinin bu içeriklerin yapay zekâ ürünü olduğunu fark edemediğini söyledi.
“Deepfake öyle profesyonel düzeyde uygulanıyor ki, hedef kişi bile kandırıldığını sonradan anlayamıyor” diyen Atmaca, tespit yazılımlarının doğruluk oranlarının da yüzde 70-80 seviyesini aşamadığını ifade etti.
Artan tehditlere karşı, kimlik doğrulama sistemlerinin daha da geliştirileceğini belirten Atmaca, yakın gelecekte görüntülü konuşma ve mesajlaşma uygulamalarının kullanıcılarını ek güvenlik kontrollerinden geçirmeye başlayabileceğini söyledi:
Örneğin bir banka hesabı açarken kimlik kartınızı okutuyorsunuz, yüzünüzle eşleştiriliyor, ardından canlı doğrulama yapılıyor. Yakında WhatsApp veya Zoom gibi uygulamalar da benzer protokolleri hayata geçirebilir. ‘Neden uygulama kimlik kartımı istiyor?’ diye şaşırabiliriz ama bu sistemler, dijital sahteciliğin önüne geçmek için önemli bir bariyer oluşturacak.
