Yol Ayrımında Olan CHP’nin Kürt Politikası ve Tabanın İsyanı!

Aziz DAĞTEKİN Yazdı


Türkiye siyasetinin ana eksenini yeniden şekillendiren tartışmalar, son günlerde CHP içinde hem kimlik siyaseti hem yönetim anlayışı hem de dış politika vizyonu üzerinden sert bir hesaplaşmaya dönüştü. Kürt meselesinden parti içi yönetime, Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışından taban tepkilerine kadar geniş bir yelpazede biriken eleştiriler, CHP’nin tarihsel bir kırılma çizgisine yaklaştığını gösteriyor.

KÜRT POLİTİKASI ÜZERİNDE ARTAN BASINÇ

CHP’nin Kürt seçmenle ilişkisi, son açıklamalarla yeni bir tartışma evresine girdi. Sezgin Tanrıkulu’nun partiyi savunmak zorunda kaldığı illeri sürülen durum, Kürt kamuoyunda CHP’nin hâlâ kimlik haklarına dair net, cesur ve çağdaş bir perspektif sunamadığı yönündeki rahatsızlıkları yeniden gündeme taşıdı.

Kürt siyasi çevrelerinden gelen eleştiriler, CHP’nin önerdiği hak çerçevesinin bölgedeki gelişmelerin gerisinde kaldığını savunuyor. Tanrıkulu’nun partiyi savunurken zorlandığı yönündeki değerlendirmeler, CHP’nin içinden çıkamadığı bir kimlik açmazına işaret ediyor.

DIŞ POLİTİKADA KESKİN BİR DÖNÜŞ, KILIÇDAROĞLU’NUN YENİ JEOPOLİTİK MESAJI

Kemal Kılıçdaroğlu’nun son videosu, CHP içinde tansiyonu daha da yükseltti.
Eski genel başkan, partinin hem yolsuzluklarla anılamayacağını vurguladı hem de Türkiye’nin jeopolitik rolüne ilişkin şaşırtıcı derecede geniş bir vizyon çizdi:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Ortadoğu’dan Asya’ya, Kafkaslar’dan Avrupa’ya söyleyecek sözü vardır. CHP sürecin içinde olmak zorundadır.”

Bu sözler, geçmişte “Suriye’de, Libya’da ne işimiz var? S-400’ü niye aldınız? Bize Kim Saldıracak? Yunanistan Mı? Suriye mi?” çizgisiyle bilinen Kılıçdaroğlu’nun dış politika yaklaşımında dikkate değer bir revizyon yaptığı anlamına geliyor.
Analistlere göre bu, CHP içinde “devlet merkezli jeopolitik” çizginin güçlenmesi anlamına gelebilir yorumu var.

TABANDAN YÜKSELEN ELEŞTİRİLER: “TESTİ KIRILDIKTAN SONRA…”

Tam bu süreç sürerken, CHP tabanından ve muhalif seçmenlerden yükselen yeni bir tepki örüntüsü dikkat çekiyor. Son dönemde sıkça tekrarlanan ve kamuoyunda karşılık bulan eleştiriler şu noktalarda yoğunlaşıyor:

“Kemal Bey bugün doğru şeyler söylüyor olabilir ama bu yollar onun genel başkanlığı döneminde açıldı. Testi kırılmadan önce yapılan uyarılar dikkate alınsaydı bugün bu noktaya gelinmeyecekti. Şimdi kenardan konuşması neye yarar?”

Bu perspektif, muhalif kamuoyunda oluşan “gecikmiş farkındalık” duygusunun yansıması.
Eleştirinin özü şöyle:
Yıllar boyunca süren yanlış politikalar, uyarıların ciddiye alınmaması ve bazı çevrelerin sağladığı ekonomik ve politik konforun bozulmaması nedeniyle gerçekleriyle yüzleşmeyen bir parti görüntüsü ortaya çıktı. Şimdi ise, faturanın ağırlaştığı, “uyanışın” geç kaldığı iddia ediliyor.

Bu yaklaşım, CHP’nin özellikle son belediyecilik tartışmaları ve parti içi hesaplaşmalarla birlikte halkın güven kaybı yaşadığı yönünde bir algıyı güçlendiriyor.

CHP’DE İKİ ÇİZGİ ARASINDA DERİNLEŞEN GERİLİM

Bugün CHP içinde iki temel eğilim açık şekilde karşı karşıya:

  1. DEMOKRASİ VE KİMLİK MERKEZLİ HAT

Kürt meselesi, eşit yurttaşlık, özgürlükler ve haklar temelinde yeni bir toplumsal sözleşme isteyenler.

  1. DEVLET VE JEOPOLİTİK MERKEZLİ HAT

Kılıçdaroğlu’nun son videosuyla güçlenen; güvenlik, devlet aklı ve bölgesel rol vurgusunu öne çıkaran yaklaşım.

Bu iki çizgi arasındaki gerilim yalnız program tartışması değil; partinin gelecekteki toplumsal tabanını belirleyecek bir yol ayrımı niteliğinde.

DEM PARTİ VE SOLUN POZİSYONU: YENİ BİR MUHALEFET MERKEZİ Mİ DOĞUYOR?

Kürt siyasi çevrelerinde CHP’ye yönelik sert eleştiriler yapılırken, Türkiye soluna yöneltilen genellemelerin doğru olmadığını savunanlar da var.
Özellikle EMEP ve TİP’in bazı kritik oylamalarda belirleyici rol oynaması, “bütün sol aynı değil” yaklaşımını güçlendiriyor.

Buna karşılık DEM Parti’nin son dönemde daha cesur bir muhalefet hattı kurduğu ve bazı yorumlara göre “Türklerin ve Kürtlerin ortak adalet talebinin yeni adresi olabileceği” tartışmaları da gündemde.

“CHP BUDUR ARTIK” YORUMLARI: YENİ BİR GERÇEKLİK Mİ, GEÇİCİ BİR KRİZ Mİ?

Kamuoyunun bir bölümünde yayılan umutsuz yorumlar, özellikle şu tonda dile getiriliyor:

“Herkese geçmiş olsun. CHP budur artık. İster alın ister satın.”

Bu söylem, CHP’nin kimlik, strateji ve vizyon tartışmalarını yönetemediği; dahası tabanına güven verme kapasitesinin zayıfladığı iddiasını besliyor.
Fakat bu karamsar tablo, CHP’nin tamamen çözülmeye mahkûm olduğu anlamına gelmiyor; ancak devam eden yön ve kimlik krizi, partinin geleceğini belirleyecek kadar derin.

SONUÇ: CHP TARİHİNİN EN KRİTİK YENİDEN KONUMLANMA SÜRECİNDE

Bugün yaşananlar, bir parti içi çekişme değil;
CHP’nin, Türkiye siyasetindeki konumunu yeniden tanımlamak zorunda olduğu bir dönüm noktasıdır.

Kürt meselesinde netlik,

  • dış politikada yeni bir vizyon,
    • temiz siyaset iddiasının yeniden inşası,
    • taban güveninin onarılması…

Tüm bu başlıklar çözülmeden CHP’nin geleceği belirsizdir.

Kılıçdaroğlu’nun çıkışı, bu tartışmayı daha da hızlandırmış durumda.
Tabanın “gecikmiş uyanış” isyanı ise bu süreci geri döndürülemez hâle getiriyor.

Türkiye bugün yeni bir siyasal denge arayışında.
CHP bu denklemin kurucu unsuru olmaya devam mı edecek, yoksa yerini başka bir muhalefet merkezine mi bırakacak?
Bu sorunun cevabı, önümüzdeki ayların en sıcak siyasi gündemi olacak.

YÖNETİCİ Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

Tarih Geçmiş Ürünler İmha Edildi, İşletme Faaliyetten Men Edildi

Gökçeada ilçesinde bir şarküteri işletmesinde yapılan denetimlerde, kıyma makinesinin kurtlandığı ve işletmenin hijyen şartlarını yerine …

Bir yanıt yazın