Yasadışı Bahis’in Diplomalı Suç Makineleri ve Gençliğin Satıldığı Karanlık Pazar!

Aziz DAĞTEKİN Yazdı

Bugün pazar. Sessizlik ve huzurun günü. Ancak bazıları için her gün, aynı kirli senaryonun yeni perdesi: yasa dışı bahis. Türkiye’nin son yıllarda karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden biri haline gelen bu karanlık sistem, yalnızca gençliği değil, devletin mali yapısını da içten içe çökerten bir illet gibi yayılmaktadır. Artık bu mesele sadece bir güvenlik sorunu değil, doğrudan bir millî güvenlik meselesidir. Bu nedenle yetkilileri, lafla değil icraatla, daha kararlı, kapsamlı ve sonuç alıcı adımlar atmaya davet ediyorum. Kamu vicdanı bu konuda sessiz kalamaz; sorumluluk almak bir tercih değil, bir zorunluluktur.

Yasa dışı bahis sisteminin yalnızca üç büyük aktörü, her gün toplamda 750 milyon lira para topluyor. Evet, yanlış duymadınız: Sadece üç tanesi, her gün 750 milyon! Bu paralar, ne banka yoluyla geçiyor, ne de resmi bir muhasebe kaydına düşüyor. Peki bu kadar büyük bir para trafiği nasıl yurt dışına çıkıyor dersiniz?

İşin sırrı şu: Bu yurt dışına çıkışı sağlayan vatan haini aracı kurumlar. Kurumsal faaliyet gösterdiklerini iddia eden Papara, Midas, Wise gibi “dış finans” olarak adlandırılan sistemler kullanılıyor. Bir de kurumsal kimliği olmayan merdiven altı dış finansçılar var. Ama asıl vahim olan başka bir şey. Kiralık hesaplar. Bugün yasa dışı bahis sisteminde dönen hesapların yüzde 80’i üniversite öğrencilerine ait. 19 yaşındaki bir genç, ayda 5-10 bin lira uğruna hesabını kiraya veriyor. Sadece hesabını mı? Zihnini, vicdanını, geleceğini de. Üniversiteyi bitirmeden kara para sistemine bulaşmış, kumar çarkında öğütülmüş gençler mezun olduklarında artık birer “diplomalı suç makinesi” olarak hayata atılıyor.

Devletin haberi var mı? Var. Hatta çok daha fazlasını biliyor. Devlet, Fırat Nehri kenarında kaybolan kuzudan da, onu yemeye gelen kurttan da haberdardır. Ama mesele burada bitmiyor. Çünkü devletin bazı noktalarında kiraya verilmiş beyinler, satılmış vicdanlar, ihale kovalayan gözler var. Ve işte tam burada bu çark kırılmadıkça, kimseye huzur yok.

Bugün Türkiye’de 168 bini aşkın yasa dışı bahis sitesi faaliyet gösteriyor. Bunların bir kısmı “ayna site” adıyla her gün kapanıyor ve aynı gün farklı bir alan adıyla tekrar açılıyor. Sistem şu şekilde çalışıyor: Bir kullanıcı, sahte link ya da Telegram grubundan siteye giriyor. Papara, FAST ya da kripto cüzdanlarla para yatırıyor. Bahis oynuyor. Kazanırsa ödeme alıyor gibi görünüyor. Ama asıl para, sistemin yöneticilerinde birikiyor. Sonra ne oluyor?

O para dijital cüzdanlara aktarılıyor. Oradan Binance gibi borsalarla kripto paraya, sonra da dolar ve euroya çevrilerek yurt dışına kaçırılıyor. Ve siz hala dövizin neden inişli çıkışlı olduğunu merak ediyorsunuz değil mi? Çünkü her gün milyarlarca lira Türkiye’den çekilip soğuk cüzdanlara gömülüyor. Devletin görmediği değil, sustuğu bir başka ekonomik suikast bu.

Bu sistemin perde arkasında sadece mafya yok. İşin içinde “saygın iş adamları”, “öğrenci yurtları”, “kapatılan localar”, “lüks yaşama alıştırılmış genç kadınlar”, “yurt dışı eğitim bursları” adı altında kara para aklanan ağlar var. Aileler çocuklarını üniversiteye gönderiyor sanıyor, ama kimi gençler İstanbul’un göbeğinde 30 bin liralık saatlerle geziyor, kiralık evde gece kulüplerinden canlı yayın açıyor. Bu paranın nereden geldiğini sormak bile suç haline geldi.

Sistem öyle büyüyüp serpildi ki, yasa dışı bahis çetelerinin yöneticileri artık ekranlara çıkıp milleti açıkça tehdit edebilecek cesareti kendilerinde buluyor. Bu çetelerin hâlâ çökertilmemesinin sebebi devletin acziyeti değil; bu, doğrudan bir niyet meselesidir. Çünkü bu kirli yapı, artık sadece sokakta değil, bürokrasinin koridorlarına kadar sızmış durumda. Görevdeki bazı kamu görevlilerinin çocuklarının hesaplarında bile bu kirli paranın izlerine rastlanıyor. Üstelik bu kirli düzeni sorgulayan, şikayet eden ya da peşine düşenler “terörle ilişkilendirilerek” susturulmaya çalışılıyor.

İşin çarpıcı bir diğer boyutu ise, futbol kulüpleri. Bugün yasa dışı bahis parası, bazı kulüplerin finans kaynağı haline gelmiş durumda. Artık bu yapı gölgelerde değil, spot ışıkları altında hareket ediyor. Göğüs reklamlarına milyon dolarlar akıtılıyor. Yasa dışı paranın meşru zeminlere akıtıldığı bir düzen aleni şekilde kurulmuş durumda. Ve bu düzen, her geçen gün daha da kurumsallaşıyor.

İşte size büyük oyun. Gençler kumar çarkında kirleniyor. Aileler borç batağında. Devlet vergiden, ekonomiden, döviz kontrolünden zarar görüyor. Ama çeteler her gün biraz daha zenginleşiyor. 2024’te yasa dışı bahis sisteminin Türkiye’den yurt dışına çıkardığı tahmini para miktarı 50 milyar doları aştı. Bu para yatırımlara gitseydi bugün Türkiye farklı bir yerde olurdu.

Aslında bu haftaki yazım bir pazar sohbeti değil. Bu bir haykırıştır.
Bu milletin evlatları satılık değil.
Bugün 5-10 bin lira için hesabını kiraya veren gençler, sizin suskunluğunuzla ülkemiz çürütülüyor. O suskunluk, bu ülkenin geleceğine vurulan en büyük darbedir.

Bu sistem çökmeli.
Aksi halde “devlet” dediğimiz yapı, bu kan emici çetelere sadece seyirci kalmakla yetinmez, er ya da geç onların paravanı haline gelir. Sessizlik, suç ortaklığıdır.

Devlet isterse çöker. Ama önce milletin sesini duymalı.
Ben bu sesi bir “pazar sohbeti” bahanesiyle duyuruyorum. Çünkü yarın çok geç olabilir.

Gençliğe sesleniyorum:
Bugün kiraya verdiğiniz hesaplar, aslında bu ülkenin geleceğine kazılmış finansal mezarlardır.
Parayla tutulmuş cüzdanlarınız, bu ülkenin geleceğini çürütüyor.
Hani “bu ülkenin geleceği sizsiniz” deniyordu ya size…
Bari dile gelin de bu ülkenin çökerteni siz olmayın!
Yarın gözlerinizi açtığınızda, sizden geriye sadece zincirlenmiş bir banka geçmişi, kararmış bir sicil ve yok edilmiş bir gelecek kalmasın!

 

YÖNETİCİ Editör

Taraf Olmayan Habercilik Yapan Aybüke Türk Haber, dünyadaki bütün Türklerin gür sesi ve onların kulağı olacaktır. Habere Bozkurtça bakan ve değerlendiren Aybüke Türk Haber mazlumların da temsilcisi olmayı hedeflemiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Azerbaycan’dan İsrail ile Ortaklık, Filistin ile Dayanışma

Azerbaycan’ın İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırım karşısında sessiz kalmasıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Azerbaycan’ın …

Bir yanıt yazın